17 Ekim 2013 Perşembe

Özlemek


Bazen çok özlüyorum.. özellikle de şu an mesela. öğlen gelsem mesela o apartmana. o iki kat merdivenleri çıkmak ölüm gelse yine. marketten aldıklarımı çantama saklasam. sigaramı, çikolatamı,hamburgerimi.. kapıyı açsam o koku gelse yine burnuma. ooff yine yatağımı bile toplayamadan çıkmıştım sabah. evde o ağır rutubet kokusu.. bi haftadır yıkanmayı bekleyen bardaklar dursa yine tezgahta. hızlıca yatağın örtüsünü örtüp direk bilgisayara koyulsam. bi yandan sağlıksızlığın dibinde hamburgerle kolamı içsem diğer yandan hızlıca anneme haber versem anne ben evdeyim diye.. aslında biraz perdeleri açıp içerisini havalandırsam çok süper olucak ama zor geliyo ya işte.. haftasonu yaparım temizliğide.. ama sessizlik harika. sessizlik güzel şey. yalnız yaşayanlar keyfini çıkarın. çok arıyorum şimdi o sessizliği..çok hemde..

1 Ağustos 2013 Perşembe

Çok çok uzun zaman sonra Şebnem dinleyerek yazıyorum. "suyun derinliği aynıydı.." diye gidiyoruz. büyüsem de kalan yanım hep aynı melodilerde huzur bulucak anladım kadarıyla. iş güç rutinine girdiğimden beri kendim için iki satır yazacak vakti bile bulamam büyüdüğümü hissettiriyor sadece zaten. olmak istemediğim mahalledeki abla gibi oldum. sabah işe gidip akşam işten dönüyorum. bu kadar. pilim bitmiş hissediyorum. beynimin göçtüğünü.. kalbimin küçücük kaldığını.. kelimelerimin ise günden güne tükendiğini.. şarkım değişti. "sigara". iş hayatının rutini tüm hayatıma yansıdı diyorum ya aşk hayatımda tarihinin en boktan günlerini yaşıyor. ilk defa şu günlerde deli gibi sevgiye ihtiyacım var. hiç böyle hissetmiyordum uzun zamandır. bi sevgili evet olabilirdi ama bu kadar ihtiyaç değildi. yani benim arkadaşlarım var ailem vardı. ilgiyi önemsenmeyi onlardan da görebiliyordum. ama artık gerçekten birinin ilgisine ihtiyacım var. büyük konuşmayıp beni sadece sevebilecek birine. bırakıp gitmeyecek birine. böyle birileri sizin karşınıza çıkıyor mu? gerçekten merak ediyorum. ben böyle birinin var olabileceğine dahi inanamıyorum. tüm inancımı kaybettim sanırım ben. gitsem iyi olcak. 

6 Şubat 2013 Çarşamba


Bazı güzel şeyleri dillendirdiğim zaman bozulacağına inandım artık tam olarak.
Aşık olduğunuz kişiyle kesinlikle bir yolculuğa çıkın. Kesinlikle onu en iyi tanıyacağınız yer orası. 
Sizi olduğunuz gibi kabullenecek kişileri tutun hayatınızda.  
Şimdi de şu fotoğrafı tam ekran yapın ve sadece orda olduğunuzu düşünün. iyi geliyor.. 

16 Ocak 2013 Çarşamba

B.

Bir mesaj ancak bu kadar alt üst edebilirdi sanırım. Bi insan ile yüzyüze muhabbet etmeseniz bile dokunmasanız bile o insanlar bir şeyler paylaşmış olabilirsiniz. fotoğraftaki mesajı bana yazan arkadaşım da hiç yüzyüze konuşmadığım. belkide kanlı canlı hiç görmediğim biriydi. hep yanımda olduklarını söyleyen insanlardan daha yanımdaydı bir zamanlar belki de. sabahlara kadar dertleştiğimiz günlerce konuşmadığımız olmuş fakat yine de aradaki samimiyeti hiç kaybetmemiştik. uzunca bi zamandır girmediğim bi sitede tanışmıştık onunla. bir türlü denk gelipte yüz yüze iki muhabbet yapamamıştık. ama olsun.. sonra bi gün haberini aldım. motosikletiyle kaza yapmış vefat etmişti. şaka sandım inanasım gelmedi. sonra videolarını izledim olanlar gerçekti. günlerce aklımdan çıkmadı. gecelerce hep rüyalarımda gördüm o kadar etkileneceğimi hiç sanmazdım. bu son mesajını görmemişim... kazadan on beş yirmi gün önce yazmış bana ve ben görmemişim. ben görmemişim ve onunla son kez konuşma fırsatını kaçırmışım belki de..o kadar pişmanım ki şu anda. o kaadar pişmanım ki onunla son kez konuşamadığıma..haberi duyduğumda ve ondan sonraki günlerde boğazıma oturan o yumru tekrar üzerimde. yazarak kendimi rahatlatabileceğimi düşündüm.. Mekanın cennet olsun kardeşim. 

1 Ocak 2013 Salı

2013

        
Şu alışkanlığımı bir unutuyorum sonra bi anda beynimde ışıklar yanıp aklıma geliyor. ben burayı neden unutuyorum?? halbuki nasıl güzel oluyor sonradan yazılanları okumak. her neyse bugün güzel bi başlangıç olabilir. dört aydır süregelen bi iş hayatım var bahsettiğim gibi. 2012 son çeyreğinde yüzüme güldü benimde. başıma gelebilecek ne kadar güzel şey varsa hepsini yaşadım o son çeyrekte. Sancılı bir aydan sonra iş hayatım ballı kaymak. ama o bir ayı ayrıca anlatsam üç beş sayfalık kısa bi hikaye çıkabilir. çok riskli ama sevdiğim işi yapıyorum şu sıralar. iş arkadaşlarımı da sevdim. ilk günlerde birbirlerine küs, sürekli laf söylemeler iğnelemelerin çok olduğu bi ofisteydim. sonra yavaş yavaş günaydın denemeyi öğrendiler hem bana hem birbirlerine. daha sonra aralarındaki buzlar eridi evet bu olayda mütevazi olamayacağım. çok uğraştım. şimdi mutlu mesut müdürümle birlikte beş kişilik ofisimizde günlerimizi geçiriyoruz. resmi kurumların sancıları biraz vuruyor sadece bizi. Yeni olmanın zorlukları asıl yordu beni.hala her yere ben koşuyorum. binada beş kat aşağı beş kat yukarı.. ofiste durduğum süre çok azdır. bu nedenle tüm binada beni tanımaları çok kısa bi zaman aldı bu durumdan çok memnunum şükürler olsun ki. sekiz yıldır aynı kurumda çalışan yanımdaki ablayı tanımayanlar var hala binada. aksaklıklar o kadar çok ki aslında. aldığım her cevap "hallederiizzz" "sıkma canını" öğreniyorum onu da bakalım artık.
          2012'nin son güzelliği de güvenebileceğim adamı karşıma çıkarması oldu sanırım. tesadüfler sayesinde tanıştırıldığım bu adam kısa zamanda hayatımın büyük bi kısmını kapladı. çok anlatmak istemiyorum bu kısmını. gözlemliyorum tanımaya çalışıyorum. ama güzel şeyler dedim ya işte. mutlu şeyler. yapamadığım 2013 dilek listesine aklımdan bişiler ekliyorum sadece. bu yıl içimden yapıyorum listemi :D söylemiyorum kimselere.