11 Mart 2010 Perşembe

..

Mutluluk çoğu zaman ulaşılmaz gelir. Hep iyi şeyler isteriz mutlu olabilmek için. Maymun iştahlılığın dibindeyiz çoğu zaman. Düşünelim…



Mutlu değiliz. Neden?


Bunun nedeni;


Herkesin üzerinize gelmesi olabilir mi?


Annenizle tartışmanız?


Kötü not aldığınız sınavınız?


Alamadığınız kırmızı ayakkabılar?


İşsiz olmanız?


Sevdiğiniz adamın yada kadının sizi farketmemesi?


Yada olan sevgilinizle anlaşamamanız?


Can sıkıntınız?


Yapacak değişik bir şeylerinizin olmaması?


Paranızın olmaması?


Yada çok paranızın olması?


Yorgun olmanız?


Hayal ettiklerinizin sizden çok uzak olması?


Gibi nedenler olabilir mi?


Evet mi?


Şimdi. Düşünelim. Bu saydıklarımız gerçek nedenler mi?


“evet! İşim yok mutsuzum.”


“evet! Sevgilim denen o aptal adam hiçbirşeyin farkında değil”


“evet! Sınavdan berbat bir not aldım lanet olsun”


Şimdi. Bunların gerçek mutsuzluk sebepleri olmadığını, aslında bunların kafaya takılmayacak kadar minik nedenler olduğunu anlamak gerek. Tabii durup dururken bunlar anlaşılmaz. Yani anlarsınız fakat bir süre sonra kendinizi yine bu nedenlerden birini düşünüp hayıflanırken bulacaksınız.


Kendinizi en mutsuz hissettiğiniz bir an. Çıkın evden..En yakın hastanenin yolunu tutup onkoloji bölümüne çıkın. Çok değil yarım saat oturun orda. GÖRÜN ordaki çaresiz insanları. GÖRÜN orda ölümü enselerinde hisseden insanları. GÖRÜN minicik bebek denilecek yaştaki hasta çocukları. Onlar daha büyüyemedi bile.. Onlar daha ailelerinden başkasını sevemediler bile.


Şimdi. DÜŞÜNÜN. Hasta olmanıza gerek yok. Her an ölebilirsiniz. Aldığınız nefes son nefesiniz olabilir. DÜŞÜNÜN acılarınızı, mutsuzluklarınızı…Gerçekler miymiş?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder